27 Kasım 2007 Salı

ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI

I- GİRİŞ

Bu Kanun tasarısının amacı; ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik yatırımlar ile Ar-Ge ‘ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmektir.

II- DESTEK VE TEŞVİK UNSURLARI

Kanun tasarısı ile getirilen destek unsurlarını aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

1- ARGE İNDİRİMİ

Teknoloji geliştirme bölgeleri, TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi Teknoloji Serbest Bölgesinde, Ar-Ge merkezlerinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen Ar-Ge projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlananlarca gerçekleştirilen Ar-Ge harcamalarının tamamı ile 500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinde ayrıca o yıl yapılan Ar-Ge harcamasının bir önceki yıla göre artışının yarısı, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 10.maddesi uyarınca kurum kazancından indirilir. (Söz konusu kanunda, Ar-Ge harcamalarının %40’ı indirilebilmektedir.) Kurum kazancının yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutar, sonraki hesap dönemlerine devredilir. Devredilen tutarlar her yıl yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır.

2- GELİR VERGİSİ STOPAJI TEŞVİKİ

Ar-Ge indirimi bölümünde belirtilen Ar-Ge desteğinden yararlanan işletmelerde çalışan, kamu personeli hariç, Ar-Ge personelinin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin doktoralı olanlar için yüzde doksanı, diğerleri için yüzde sekseni, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir.

3- SİGORTA PRİMİ TEŞVİKİ

2.kısımda bahsedilen Ar-Ge personelinin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır.

4- DAMGA VERGİSİ İSTİSNASI

Bu kanun kapsamındaki Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili düzenlenen kağıtlardan damga vergisi alınmaz.



5- TEKNOGİRİŞİM SERMAYESİ DESTEĞİ

Öncelikle teknogirişim sermayesini tanımlayalım. Teknogirişim sermayesi; meslek lisesi veya yüksekokulu mezunları ile örgün öğrenim veren üniversitelerin herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans veya doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru tarihinden en çok beş yıl önce almış kişilerin, teknolojik ve yenilik odaklı iş fikirlerini, desteği veren kamu kurum veya kuruluşu tarafından desteklenmesi uygun bulunan bir iş planı çerçevesinde, katma değer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürülebilmelerini teşvike etmek için yapılan sermaye desteğidir.

Kanun tasarına göre yukarıdaki tanımda belirtilen özellikleri taşıyanlara bir defaya mahsus 100.000 YTL’ye kadar teknogirişim sermaye desteği verilir. Bu tutar her yıl yeniden değerleme oranında artırılır.

6- GELİR YAZMAMA

Rekabet Öncesi İşbirliği Projesi; birden fazla kuruluşun; verimliliği artırmak, ölçek ekonomisinden yararlanmak, standardizasyon ve mevcut duruma göre daha yüksek katma değer sağlamak üzere rekabet öncesinde ortak parça veya sistem geliştirmek ya da platform kurabilmek amacıyla yürütecekleri, Ar-Ge faaliyetlerine yönelik olarak yapılan fizibiliteye dayanan işbirliği anlaşması kapsamında, bilimsel niteliği olan projelerdir.

İşte bu projelerde işbirliğini oluşturan kuruluşların bu işbirliğine yaptıkları katkılar, işbirliği protokolünde belirlenen kuruluşlardan biri adına açılacak özel bir hesapta izlenir. Özel hesaba aktarılan tutarlar, katkı sağlayan kuruluşların Ar-Ge harcaması olarak kabul edilir ve proje dışında başka bir amaç için kullanılamaz. Proje hesabında toplanan paralar, proje özel hesabı açan kuruluşun kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınmaz.

Ar-Ge faaliyetlerinde bulunanların; kamu kurum ve kuruluşları ile uluslararası fonlardan aldıkları destekler özel bir fon hesabında tutulur. Bu fon, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergiye tabi kazancın tespitinde dikkate alınmaz. Bu fonun, elde edildiği hesap dönemini izleyen beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziya uğratılmış sayılır.

Yukarıda kısaca bahsettiğimiz desteklerden yararlanabilme konusunda uygulama esasları, ilgili kanun tasarısının 3. maddesinde aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

- Kanunda öngörülen şartların taşındığına dair tespitler en geç 3 yıllık süreler itibarıyle yapılır.

- Gelir vergisi stopajı ve SSK işveren hissesine ilişkin teşviklerden yararlanacak olan destek personelinin tam zaman eşdeğer sayısı, toplam tam zamanlı Ar-Ge personeli sayısının yüzde yirmisini geçemez.

- Kanunda öngörülen şartların ihlali veya teşvik ve destek unsurlarının amacı dışında kullanımı ile nihai ürün üretiminin ülke sınırları içerisinde yapılmaması halinde, zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler yönünden vergi ziyaı doğmuş sayılır.

- Bu kanun kapsamındaki indirim, istisna, destek ve teşviklerden yararlananlar, Gelir Vergisi Kanununun 89.maddesinin 1.fıkrası ile (9) numaralı bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükümlerinden ayrıca yararlanamazlar.


III. DEĞERLENDİRMELER

Söz konusu kanun tasarısı ile ilgili eleştirileri 3 başlıkta özetleyebiliriz:[1]

1- DENETİM SORUNU:

Yukarıda da bahsedildiği üzere tasarıda önemli vergi indirim ve teşvikleri bulunmakta. Bunlardan yararlanmak için de bazı şartlar öngörülmekte. Gerek bu şartların sağlanıp sağlanmadığı gerekse de ilerleyen aşamalarda yapılması gereken kontrol işlemlerinde hangi merciinin bunu yerine getireceği hakkında tasarıda bir kurum adının geçmemektedir.

Tasarıda denetime ilişkin yönetmeliğin Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılacağı belirtiliyor. Bu noktada özel sektör, Maliye Bakanlığının inisiyatifinin çok genişlememesi gerektiğini vurguluyor. Vergi teşvikleri dolayısıyla denetim yetkisi mali müşavirlere verilirse bunun Türkiye’de Ar-Ge’ye büyük zarar vereceği iddia edilmekte. Özel sektör temsilcilerinin isteği, denetim yetkisinin Tübitak ile Teknoparklar’a verilmesidir.


2- TEŞVİKTEN YARARLANACAK PERSONELİN YERİ

Tasarıdaki bir diğer eksiklik teknoparklarda çalışan Ar-Ge personelinin teknopark dışındaki Ar-Ge faaliyetleri sırasında vergi avantajlarını kaybetmesidir. Bu sıkıntının çözülmesi, küçük şirketlerin teknoparklardaki çözüm ortakları ile daha rahat çalışabilmesi için elzem gözükmektedir.

3- YAZILIM KAVRAMININ TASLAKTA YER ALMAMASI

Tasarı ile ilgili bir diğer problem, tasarının metninde hiç yazılım ifadesinin geçmemesi. Bu yazılım sektöründe etkin olan bilişim firmalarının rahatsızlığına yol açmaktadır. Bu durumun sektörü iyi bilenler açısından sorun yaratmayacağı fakat yasayı uygulayacak olan görevlilerin bundan etkilenebileceği belirtilmektedir.

IV. SONUÇ

Bir ülkenin sanayi alanındaki rekabet gücünün artırılması ve toplumun yaşam standardının yükseltilmesi arayışlarının gerçekleştirilebilmesi, bilim teknoloji alanında yatırım yapmayı, bu amaçla önemli tutarda kaynak aktarılmasını ve bu alanda yeni kurum ve kuruluşların faaliyet göstermesi gerekmektedir. Bütün bunlar sonuçta Ar-Ge faaliyetlerinin devlet tarafından çeşitli şekillerde desteklenmesini zorunlu tutmaktadır.[2]

Yukarıda incelemeye çalıştığımız yasa tasarısı, hali hazırda devletin yüklendiği Ar-Ge harcamalarının bir nebze de olsa özel sektöre kaydırılması, bunun da bir takım vergisel avantajlarda teşvik edilmesi açısından faydalı olacaktır. Fakat, yine çalışmamızın son kısmında bahsedilen noktaların göz önüne alınması yasadan beklenen faydanın sağlanması açısından önem arz etmektedir.


[1] “Ar-Ge Yasası Fikri Güzel, Ama...” Selçuk Oktay, Turkishtime, Ağustos 2007 sayısı
[2] Duran Bülbül-Selin Ertürk, Ar-Ge Harcamalarının Aktifleştirilmesi ve Vergi Kanunları Karşısındaki Durumu, Yaklaşım, Ağustos 2007

Hiç yorum yok: