20 Kasım 2017 Pazartesi

Uygulanamayan KDV İstisnası

Bildiğiniz gibi Nisan 2017'de gayrimenkul sektörünü canlandırmak için yabancılara konut teslimlerine KDV istisnası getirildi.

Sektördekiler ve özellikle duyan müşteriler buna çok sevindi. Özellikle %18 KDV oranına tabi konutları satın alacak yabancı müşteriler için ciddi bir fiyat avantajı oluştu.

Ama tabi her şeyde olduğu gibi devletimiz, bu istisnadan faydalanmak için de bir sürü şart koştu. Hatta bu sefer kendini de aştı ve uygulaması, örneği, bileni olmayan bir evrak uydurdu ve bunu istisnadan yararlanmak için gerekli en önemli şart olarak belirledi.

İstisnadan faydalanmak isteyen yabancı müşteriler, konutun yer aldığı bölge vergi dairesine giderek Türkiye'de mukim olmadıklarına dair bir belge almaları gerekiyor. Fakat bundan vergi dairelerinin haberi yok. Belge olmayınca istisna da yok.

Tabi demokrasilerde çare tükenmiyor. Evler teslim edilmeli ki para tahsilatı olsun. Bu nedenle bir çok firma riski alarak KDV istisnası uygulayarak evleri teslim ediyor. Fakat Maliye'nin olası bir denetiminde ve rapor yazmaya bir denetçiye de denk gelindiği taktirde çok canların yanacağı açık. Bu keyfiyetin önüne geçilmesi için Maliye'nin istisna şartlarını fiziken temini mümkün olan evraklara bağlaması isabet olacaktır.

12 Şubat 2017 Pazar

Yabancılara Konut Satışında KDV Uygulanmayacak

Ekonomide alarm zilleri kuvvetlendikçe hükümet de tedbirler almaya çalışıyor. Ama tabi bu tedbirler her zaman olduğu gibi geçici. Yapısal sorunlarımız dağ gibi beklerken, yani tabiri caizse bataklık sinek üretmeye devam ederken biz elimizde sineklikle sinek kovalıyoruz.

Maliye Bakanlığı, yabancılara (yerleşik olmayan) konut satışında KDV istisnası uygulamak niyetinde. Ayrıca tapu harçlarında da iyileştirme olacak sanırım.

Ekonomi olarak sırtımızı inşaata verdiğimiz için son bir yıldaki ekonomiyi canlandırıcı tedbirler de ağırlıklı olarak bu sektörle ilgiliydi. Şimdi de aynısı oluyor. Bu diğer alanlarda faaliyet gösteren ve belki de çok daha zor durumda olan firmalar açısından büyük bir adaletsizlik doğuruyor.

Bir an önce geçici çözümlerle günü kurtarmayı bırakıp, yapısal reformları yapmalıyız. Gün gelecek, günü de kurtaramayacağız.