29 Ocak 2015 Perşembe

İkale Sözleşmesi İle Ödenen Kıdem Tazminatı, "Kıdem Tazminatı" Değildir.

İkale Sözleşmesi neticesinde ödenen kıdem tazminatının İş Kanunu’nun 14. maddesinde tanımı yapılan kıdem tazminatı kapsamına girmediğinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/7. maddesine göre vergiden istisna edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, anlaşmalı olarak yapılan ikale sözleşmesiyle verilen kıdem tazminatlarının ücret olarak değerlendirilerek Gelir Vergisi Kanunu’nun 61,94,103 ve 104. maddeleri gereğince tevkif suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.

Aynı kanunun “Vergi Tevkifatında Uyulacak Esaslar” bölümünün yer aldığı 96. Maddesinde vergi tevkifatının 94.madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulandığı belirtilmiştir. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karsı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

Vergi kanunları açısından tevkifat; nakdi ödemenin yapıldıgı dönemde değil daha önce gerçeklestiği için sözleşmenin imzalandığı ve buna ilişkin muhasebe kaydının yapıldığı tarihte doğmaktadır. Benzer bir konuya ilişkin Maliye Bakanlığınca verilen mukteza aşağıdaki gibidir:

“. .....31.12.2005 tarihi itibariyle personelinize ödenecek prim tutarı olarak ayrılan gider karşılığı, Gelir Vergisi Kanunu’nun 96. maddesinde bahsedilen hesaben ödeme deyiminin, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karsı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemi ifade etmesi nedeniyle, kurumunuzu istihkak sahiplerine karsı borçlu gösteren bir kayıt olarak değerlendirilecek olup, ayrılan karşılık tutarı üzerinden, 2005 yılı sonunda, Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. ve 104. Maddelerine göre, şirketinizce gelir vergisi kesintisi yapılması gerekir."(İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen B.07.1.G_B.4.34.16.01/KVK-14 sayılı ve 20.01.2006 tarihli muktezası)

Yukarıdaki bilgiler ışığında;

-İkale sözleşmesi neticesinde yapılan ödeme gelir vergisi kanunu açısından ücret niteliğindedir ve tevkifata tabiidir.

-Tevkifat; kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karsı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemin yapıldığı dönemde doğmaktadır.


27 Ocak 2015 Salı

Oteller Tarafından Yurt Dışına Yapılan Franchise ve Yönetim Ücreti Ödemeleri

Özellikle global zincir otellerle franchise ya da yönetim anlaşması kapsamında genellikle zincir otelin yurtdışında mukim yönetim ve/veya isim hakkına sahip şirketine yapılan isim hakları ve yönetim ücretlerinin mali kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilir.

Bu kapsamdaki ödemelerin genel oranda sorumlu sıfatıyla KDV tabi olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ayrıca isim hakkının kullanılmasını içeren franchise ödemeleri gayrimaddi hak kapsamında değerlendirilecek ve ödemenin yapılacağı kurumun mukimi olduğu ülke ile Türkiye arasında imzalanan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasının ilgili maddesinde belirlenen oranda stopaj hesaplanmalıdır.

Öte yandan yönetim ücreti ödemelerinin stopaj tabi olup olmaması konusunda aksi görüşlerde olmakla birlikte idarenin yerleşik görüşü ilgili hizmet içeriğinde bir know-how transferi söz konusu olduğu iddiasıyla bu ödemelerin de gayrimaddi hak kapsamında değerlendirilip stopaja tabi tutulması gerektiği belirtilmektedir.



Yurtdışı mukimi bir firmadan alınan yönetim ücretlerinde, hizmetin yönetim firmasının personeli vasıtasıyla bizzat Türkiye’ye gelinerek verilmesi ve bu sürenin bir takvim yılı içerisinde 183 günü aşması halinde yönetim firmasının Türkiye’de bir işyeri bulunduğu gerekçesiyle Türkiye’de elde ettiği gelirin beyana tabi tutulması da mümkündür. Bu taktirde elde gelir Türkiye’de beyana tabi olacağından otel tarafından yapılan ödeme üzerinden stopaj kesintisi yapılması gerekmeyecektir. 

Otellerin Bünyesinde Yer Alan Dükkan ve Mağazaların Kiraya Verilmesi

Otellerin bünyelerinde yer alan dükkan ve mağazaların kiraya verilmesi durumunda kiralamaya ilişkin emsale uygun bir kira bedelinin belirlenmesi ve buna uygun olarak döneminde fatura kesilmesi gerekmektedir. Kira bedelinin tespiti ve faturalama döneminin teyidi açısından kiralama işleminin bir sözleşmeye dayandırılması faydalı olacaktır.

Ayrıca, buralarda faaliyet gösterecek işletmeler ayrı bir işyeri sayıldığından bu işletmelerin vergi dairesine işyeri bildirimlerini yaptığını, çalışan personelinin sigortalı olarak bildirimlerinin yapıldığının takip edilmesi ilerde bu işletmeler nezdinde yaşanacak problemler nedeniyle kiralayanın da sorun yaşamaması açısından önermekteyiz.


Turizm Sektöründe Müstahsil Makbuzu İle Tedarik Uygulaması

Kırsal bölgelere yakın yerlerde faaliyet gösteren turistik tesisler bazı alımlarını yörede yerleşik kişilerden yapabilmektedirler. Bu alımlar esnasında, alım yaptıkları kişilerin vergi mükellefiyetleri olmadığından belgelendirme sorunu gündeme gelmektedir.

İşletmelerin çiftçilerden aldıkları tarımsal ürünler için müstahsil makbuzu düzenlemesi gerekmektedir. Müstahsil makbuzunda yer alan tutar üzerinden eğer satıcı çiftinin SGK prim borcuna mahsuben ve bu tutarı aşmamak üzere %2 oranında sosyal güvenlik kesintisi yapılmalıdır. (İstisna durumlar için Tarımsal Faaliyette Bulunanların Prim Borçlarının Sattıkları Tarımsal Ürün Bedellerinden Kesinti Yapılmak Suretiyle Tahsil Edilmesine Dair Tebliğ’de yer almaktadır.)

Hesaplanan tutar e-kesinti programı aracılıyla SGK’na bildirimi yapılarak ödenecektir.

Ayrıca yine aynı tutar üzerinden aşağıdaki duruma uygun oranlarda gelir vergisi kesintisi de yapılması gerekmektedir.

Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan Zirai mahsuller için %2, hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için %1; ticaret borsalarında tescil ettirilmeden satın alınan zirai mahsuller için %4, hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için %2

Turizm Sektörüne Tanınan Teşvikler

Turizm sektöründe tanınan teşvikleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz.

KOSGEB kapsamında verilen destekler
Yatırımlarda devlet yardımları kapsamında sağlanan teşvikler
Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında sağlanan teşvikler
Emlak Vergisi Kanunu kapsamında sağlanan teşvikler
EXIMBANK tarafından sağlanan teşvikler
Yabancı sermaye yatırımlarının teşviki
Turizm fuarlarına katılım desteği

Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında şartları sağlayan diğer yatırımlar gibi turizm yatırımları da gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, Gelir vergisi stopajı desteği, sigorta primi işveren hissesi desteğinden oluşan genel teşviklerden faydalanabilir.

Ayrıca, bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında ilk 5 bölgede yapılan üç yıldız ve üzeri otel yatırımları (bazı özel durumlarda "3 yıldız ve üzeri" şartı aranmaz.) ile 6. Bölgede asgari 500.000 TL tutarındaki otel yatırımları, yukarıdaki teşviklere ek olarak vergi indirimi, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği gibi ilave desteklerden faydalanabilir.


Tüm bunlara ek olarak, Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim bölgelerinde veya termal turizm konusunda bölgesel desteklerden yararlanabilecek turizm yatırımları için; eğer yatırım ilk beş bölgede yapılırsa beşince bölgenin faydalandığı teşvik oranlarından, altıncı bölgede yapılırsa da kendi bölgesinde yer alan teşvik oranlarından faydalanabilecektir.

Turizm Sektöründe Zayi Mallar ve Fireler

Özellikle yiyecek içecek ve konaklama hizmeti veren turizm işletmelerinde işin doğası gereği çeşitli sebeplerle kaybolan demirbaş ya da stok niteliğindeki malzemeler ile yiyecek/içecek hizmeti esnasında (demirbaş ya da stok)zayi olan mallarla ilgili aşağıdaki şekilde hareket edilmesi önerilmektedir.

Son kullanma tarihi geçen ve kanunen tekrar satılması yasak olan gıda maddeleri zayi mal kapsamında değerlendirilir. Bu mallarla ilgili yüklenilen KDV indirim konusu yapılamaz. Söz konusu malların maliyeti de takdir komisyonu kararına göre emsal değeri sıfır olarak belirlenmesi şartıyla mali kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilir.

Yiyecek/içecek hizmeti üretimi esnasında işin doğal akışı içerisinde kullanılan malzemelerin uğradığı zarar fire olarak değerlendirilir. Bu kapsamdaki stokların maliyeti ilgili odalarca ilan edilen fire oranlarını geçmemesi şartıyla mali kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilir. Ayrıca KDV düzeltmesi de gerekmemektedir.

İşletmenin sabit kıymetlerinde ya da stoklarında yer alan kalemlerin kaybolması durumunda ise ilgili kalemin stok veya sabit kıymet hesaplarından KKEG yazılarak çıkarılması ve yüklenilen KDV’sinin de düzeltilmesi gerekmektedir.


Turizm Sektöründe KDV Oranları

Otellerde verilen hizmetlerin çeşitliliği ve niteliklerine göre KDV oranları değişmekle birlikte otellerde yaygın olarak verilen hizmetlere ilişkin KDV oranları aşağıdaki gibidir;

-Otel, motel, pansiyon, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerinde sunulan geceleme hizmetlerinde KDV oranı %8’dir. Geceleme hizmeti dışında olmakla birlikte geceleme hizmeti kapsamında sunulan hizmetlere ilişkin bedellerin, geceleme bedeline dahil edilerek geceleme-konaklama bedeli olarak tek bir bedel alınması ve fatura edilmesi halinde geceleme hizmeti ile birlikte bu hizmetlere de geceleme bedeli kapsamında (% 8) oranında KDV uygulanır. Bu hizmetler ütü, kuru temizleme, kasa kiralama, spor, kuaför, telefon, internet vb. servisler olarak tanımlanabilir.

-Birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip olan yerler ile üç yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri ve benzeri tesislerin bünyesindeki lokanta, kahvaltı salonu, açık yemek alanı, yemek terası, kafetarya, snack bar, vitamin bar, lobi gibi yerlerde verilen yiyecek-içecek hizmetlerinde yemek hizmetlerinde de KDV oranı  % 18’dir. Bunun dışındaki yerlerde verilen yiyecek-içecek hizmetleri ise genel orana tabi olacaktır.

-Her şey dahil sistem uygulayan yeme içme hizmetlerinin geceleme bedeline dahil edilerek geceleme-konaklama bedeli olarak tek bir bedel alınması ve fatura edilmesi halinde, geceleme hizmeti ile birlikte bu hizmetler de geceleme bedeli kapsamında %8 oranında KDV'ye tabi olacaktır.

-Geceleme hizmet bedelinin, Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış seyahat acentesi tarafından hizmeti fiilen alan kişiye aktarılmasında, aktarılan geceleme hizmeti ve buna ilişkin komisyon toplamına (% 8) KDV oranı uygulanır. Acentenin geceleme hizmetine aracılık karşılığında konaklama tesisine fatura düzenlemesi halinde bu faturada gösterilen bedel üzerinden de (% 8) KDV hesaplanır. Ancak, acentelerin müşteriye düzenlediği faturada yer alan toplam tutarın, geceleme hizmeti ile buna ilişkin komisyon ücreti dışındaki kısmı ise genel oranda KDV'ye tabidir.


-Turizm tesislerinde verilen düğün, iş toplantısı, gala yemeği vb. hizmetler idare tarafından organizasyon hizmeti kapsamında değerlendirilmekte genel oranda KDV’ne tabi olduğu vurgulanmaktadır.

Turizm Sektöründe Reklamasyon

Yurtdışında mukim turistlere yurtiçinde konakladıkları otellerde verilen hizmetlerin kendilerine vaat edilen nitelikte olmaması halinde ödedikleri bedelin tamamını veya bir kısmını yurtdışındaki seyahat acentesinden geri almaları sonucu oluşan reklamasyon bedelinin yurtiçindeki seyahat acentesi tarafından otellere fatura edilmesi de genel esaslar çerçevesinde katma değer vergisine tabi tutulacaktır.  Yurtdışı seyahat acenteleri tarafından yansıtılması durumunda ise müşteriye iade ettiği hizmet bedelini, doğrudan Türkiye’deki otellere reklamasyon faturası olarak düzenlemeleri durumunda ise otellerin ilgili fatura bedelleri üzerinden sorumlu sıfatıyla KDV hesaplayıp KDV-2 beyannamesi ile beyan etmeleri gerekmektedir.


Konaklama faturasının direkt olarak konaklayan gerçek kişiye (nihai tüketici) kesilmesi ve reklamasyon ödemesinin bu kişiye yapılması durumunda ise 54 Seri Numaralı KDV Genel Tebliği uyarınca gider pusulası düzenlenerek ödenen tutarı ve KDV’si indirim konusu yapılabilir. 

Rezervasyon İptalleri Nedeniyle Alınan Paralar

Bu kapsamda alınan bedeller iki türe ayrılmaktadır.

No-Show Bedeli: Seyahat acentesi ile yapılan kontenjan sözleşmesi kapsamında  taahhüt edilen geceleme sayısının gerçekleşmemesi, seyahat acentesi veya tur operatörleri tarafından garantili rezervasyon yaptırıldığı halde herhangi bir bilgi verilmeksizin geceleme yapılmaması nedeniyle oteller, seyahat acentesi veya tur operatörlerinden No Show adı verilen gelirler elde etmektedir. Vergisel anlamda No-Show bedeli ile hizmetin gerçekten verilmiş olması durumunda alınacak hizmet bedeli arasında vergisel anlamda bir fark bulunmamaktadır. Kesilecek no-show faturası eğer konaklama ile ilgiliyse konaklama hizmetinin tabi olduğu KDV oranına, bir organizasyon ile ilgiliyse de organizasyon hizmetinin KDV oranına tabi olacaktır.


Cancellation Fee (İptal Bedeli): Rezervasyonların; sözleşme ile belirlenen belli bir tarihe kadar iptal edilmesi halinde, müşteriden rezervasyon iptali nedeniyle alınan bedeldir. Yapılan bu ödeme (sözleşmede bununla ilgili bir hüküm olması önem arz etmektedir.) tazminat kapsamında değerlendirilmektedir ve bu nedenle KDV’ne tabi olmayacaktır.

Bahşişler

Turistik tesislerde hizmet alan müşterilerin almış oldukları hizmet karşılığındaki memnuniyetlerinin bir ifadesi olarak verdikleri bahşişlerin vergisel boyutu farklı senaryolara göre değişiklik göstermektedir.

Bahşişin faturadaki hizmet bedeline eklenerek turistik tesise ödenmesi: Bu durumda verilen hizmet bedeli genel oranda KDV’ye tabi olacaktır. Ayrıca müşteriden alınan bahşiş tutarı personele ödenirken ilgili ödeme ücret olarak değerlendirilmeli ve yasal kesintiler yapıldıktan sonra personele ödenmelidir.


Bahşişin müşteri tarafından tesiste bahşişler için kullanılan özel yerlere (kutu vb.) bırakılması: Bu durumda KDV söz konusu olmamakla birlikte ilgili bahşişlerin personel arasında dağıtıma tutulurken ücret olarak değerlendirilmesi ve yasal kesintiler yapıldıktan sonra personele ödenmesi gerekmektedir.

Turistik Mağazalara Verilen Müşteri Bulma/Götürme Hizmetleri (Hanut) Karşılığında Yapılan Ödemelerde Belge Düzeni ve KDV

Sektörde hanutçuluk olarak da bilinen uygulamada, acente, rehber ve benzeri kişilerce turist kafilelerinin alışveriş etmeleri için belirli dükkanlara götürülmesi karşılığında götürülen yerlerden komisyon alınmaktadır. Yapılan bu tür aracılık hizmetleri, ticari bir işletme bünyesinde yapanlardan alınmaktaysa bu komisyonlar için fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Söz konusu hizmet genel oranda KDV’ye tabi olup 117 seri numaralı KDV Genel Tebliği’ne göre de 9/10 oranında KDV tevkifatı uygulanmalıdır.

Hanutçuluk işi kurum bünyesinde değil de kişisel olarak yapılıyorsa ve Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 155.maddesindeki şartların en az ikisini taşıyorlarsa, bu kişilerin elde ettikleri gelirler serbest meslek kapsamında sayıldığından serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir. Doğal olarak düzenlenecek serbest meslek makbuzunda %20 oranında gelir vergisi stopajı uygulanacaktır. Ayrıca yukarıda bahsi geçen KDV tevkifatı bu durumda da söz konusu olacaktır.


Eğer hizmeti verenler VUK’un 155.maddesindeki şartlardan en az ikisini taşımıyorlarsa elde ettikleri gelir için belge düzenleme durumu olmadığından, bu kişilere yapılan ödemeler gider pusulası ile belgelendirilecek olup ödenen tutar üzerinden %20 oranında gelir vergisi kesintisi yapılacak, ayrıca brüt tutar üzerinden genel oranda sorumlu sıfatıyla KDV hesaplanacaktır.

E-Defter Uygulamasında Tek Fatura Tek Yevmiye, Tek Millet Tek Devlet Demek Değildir!!!

E-Defter uygulaması teknik kılavuzlarında; her bir belgenin ayrı yevmiye kayıtlarında gösterilmesi gerektiği belirtilmekle birlikte konuyla ilgili e-defter mevzuatında net bir husus bulunmamaktadır.
Yevmiye defterinde yer alması gereken bilgiler 19.12.2012 tarih ve 28502 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’de aşağıda şekilde sıralanmıştır:

Yevmiye defteri
MADDE 6 - (1) Yevmiye defteri, kayda geçirilmesi gereken işlemlerin ilgili belge veya ispata dayanan evraktan çıkarılarak tarih sırasıyla ve "madde" halinde düzenli olarak yazıldığı defterdir.
(2) Yevmiye maddelerinin en az aşağıdaki bilgileri içermesi şarttır:
a) Madde sıra numarası,
b) Tarih,
c) Borçlu hesap,
ç) Alacaklı hesap,
d) Tutar,
e) Her kaydın dayandığı belgelerin türü ile varsa tarihleri ve sayıları.
(3) Yevmiye defteri ciltli ve sayfaları müteselsil sıra numaralı olur; vergi kanunlarına uygun olmak şartıyla müteharrik yapraklı defterler de kullanılabilir.

Yukarıda da görüldüğü üzere yevmiye defterinde her kaydın dayandığı belgelerin türü ile varsa tarihleri ve sayıları yer alması gerektiği ifade edilmiştir.
Kaydın dayandığı belge ifadesinden “işlemle ilgili belge veya ispata dayanan evrak” anlaşılmaktadır. Bu ifadeden de fatura, perakende satış fişi, gider pusulası yanında dekont, bordro, harcama belgesi vb. evrakların da anlaşılması gerektiği kanaatindeyim.

Ayrıca aşağıda konuyla ilgili olarak verilen örnek cevapların yer aldığı linklerde de görüleceği üzere harcama listesi ekinde yer alan evrakların, harcama listesine bir tarih ve seri numarası vermek ve kaşe/imza uygulanması kaydıyla harcama listesini tek bir yevmiye kaydı olarak e-deftere kaydetmenin mümkün olduğu belirtilmektedir. Müşavirlik olarak bu görüşü paylaşmakla birlikte idarenin olası bir görüş değişikliği ya da farklı yorumda bulunması durumunda bir ceza ile muhatap olunmaması için konu ile ilgili Gelir İdaresi Başkanlığından yazılı görüş (özelge) alınması faydalı olacaktır.

Konu: 0015465: E-Defter'de toplu girilen masraf kayıtları hakkında
Soru:   E-defter kullanımı ile ilgili olarak firma personelimiz tarafından iş akış çerçevesi içerisinde oluşan masraflara ilişkin, çeşitli perakende satış fişi ve faturaların tek bir yevmiye kaydıyla kayıtlara alınmasının mümkün olup olmadığı hususunda görüşlerinizi arz ederiz.
Cevap:  Masraf fişlerinin ayrıntılarını gösterir şekilde bir icmal listesinde toplayarak bu listeye bir tarih ve numara verip (firma kaşeli ve imzalı ya da elektronik imzalı halde saklanmak koşulu ile) belge türü other yazılarak kayıt yapılabilir.
Konu: 0014963: çek belge türünün numarası
Soru:   Merhaba, 
Belgenin türünde Çek var. Bu okey. Ancak bu belgenin numarası ile ilgili sorum var.
 
müşteriden 20 adet çek aldık diyelim. bunları bir çek giriş işlemi ile yapıyoruz. ve cari hesabına tek satır olarak geçiyor. 20 adet çekin toplamı ve bu çeklerin ortalama vadesi ve çeki girdiğimiz bordro numarası ile.
 
biz bu belgenin numarasını bordro numarası olarak kullanabilirmiyiz. ?
Aksi halde her bir çek müşterinin hesabına bir satır olarak işlenmek zorunda kalınacak. çok fazla çek tahsilatı ve buna bağlı olarak ödemesi olan firmalar için, ekstreler işin içinden çıkılmaz hal alıp, mutabakatlarda hep karşımıza sorun olarak çıkacak. biz belge numarası için bordro numarası yazdırmayı düşündük ancak, mevzuata uygunmu değilmi tam anlaşılır bulamadık.
 
çek girdiğimiz bordronun numarasını veya hatta, çek ialdığmızda bir tahsilat makbuzu kesip veriyoruz müşteriye , satıcıda bize aynı şekilde verdiğimiz çekler için, bu çek tahsilat makbuzunun numarasını yazdırsak edeftere uygunmudur.


Germeyin insanları lütfen....