27 Ağustos 2014 Çarşamba

Yıllardır bitmeyen avansların değerlemesi konusunda verilmiş son özelge (yine) ne diyor?

Bu işi yapanların bildiği üzere, yıllardan bu yana avansların değerlenip değerlenmeyeceği tartışılır durur. Mevzuat taraması yapılsa bir birinden zıt bir sürü özelge rahatlıkla bulunabilir. Mesleğin en sevmediğim yanlarından biri de budur. Yıllardır aynı mevzu ile ilgili değişen ve çelişen özelgeler, herkes tartıştığı halde konuyla ilgili net hükümler içeren bir kanun, tebliğ ya da sirküler çıkmaması, birçok meslektaşın enerjisini hep aynı sorulara cevap aramakla harcamasına neden olmaktadır.

Hakkını yemeyelim son zamanlarda Maliye'nin avanslarla ilgili verdiği özelgelerin hemen hepsi bunların değerlenmesi gerektiği yönünde. Öte yandan özellikle mal ithalati nedeniyle verilen avanslarda kafalar biraz karışmakta. Zira herkesin bildiği üzere ithal edilen mallar millileşene kadar (daha doğrusu alıcının deposuna ulaşana kadar) oluşan kur farklarının ilgili malın maliyeti ile ilişkilendirilmesi gerekiyor. Hal böyle olunca, avansı veren firma değerleme yaptığında oluşan kur farkını nereye sokacağını kara kara düşünüyor. Çünkü ithal edilen mala ilişkin kur farkı maliyetle ilişkilendirilir kuralı gereği firmalar avansı değerledikten sonra oluşan kur farkını gelir ya da gider (daha doğrusu kambiyo kârı ya da zararı) olarak kayıtlarına aldığında kendilerini suçlu (!) hissediyor.

Artık buna bir son vermenin zamanı geldi. Aşağıdaki özelgede de belirtildiği üzere verilen avansların dönem sonlarında değerlenmesi ve oluşan kur farklarının da hiç canbazlık düşünmeden gelir veya gider hesabına kaydedilmesi gerekiyor. (Gerçi özelgede yine "kurum kazancının tespitinde dikkate alınmalıdır" şeklinde neye yorumlanacağı çok net olmayan bir ifade kullansa da biz yine de oradan yürürüz.)

Mutlu sonlara bayılırım....


Başlık
Satıcılara döviz cinsinden verilen avansların değerleme günü itibariyle değerlenip değerlenmeyeceği, değerlenecekse oluşan olumlu veya olumsuz kur farkının doğrudan gelir-gider mi yazılacağı yoksa yatırımın maliyetiyle mi ilişkilendirileceği hk.
Tarih
24/07/2014
Sayı
64597866-105[280-2014]-122
Kapsam

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü



Sayı
:
64597866-105[280-2014]-122
24/07/2014
Konu
:
Döviz cinsinden verilen avanslara değerleme yapılıp yapılmayacağı ve kur farkı uygulaması.


            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile şirketinizin ...'da, ... tesisi yatırımı yaptığı, yapılan yatırımların          büyük ölçüde ithal girdi gerektirdiği, bu sebeple gerek doğrudan yapılacak ithalatlar için yurt dışındaki satıcılara, gerekse yurt içi tedarikler için yurt içindeki satıcılara döviz cinsinden avans verildiği belirtilerek, söz konusu dövizli avansların değerleme günü itibariyle değerlenip değerlenmeyeceği, değerlenecekse oluşan olumlu veya olumsuz kur farkının doğrudan gelir-gider mi yazılacağı yoksa 163 ve 334 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri çerçevesinde yatırımın maliyetiyle mi ilişkilendirileceği konularında Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.
          Vergi Usul Kanununun 280 inci maddesinde "Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur. Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir. Bunlardan vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar, bu Kanunun 281 ve 285'inci maddeleri uyarınca değerleme günü kıymetine icra edilebilir. Ancak senette faiz oranının yazılı olmadığı durumlarda değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınır." denilmektedir.
            163 ve 334 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılan açıklamalar yatırımların finansmanında kullanılan kredilere ilişkin faiz ve kur farkı giderlerine ilişkin olup, döviz cinsinden verilen avansların değerlemesi sonucu oluşan kur farkları bu kapsamda değerlendirilmemektedir.
            Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum kazancının tespitinde de, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının; (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
            Buna göre, şirketinizce yapılacak yatırımlar için döviz cinsinden verilen avanslar, döviz cinsinden alacak hükmünde olduğundan, dönem sonlarında Vergi Usul Kanununun yukarıdaki hükümlerinin de dikkate alınarak değerlemeye tabi tutulması, değerleme sonucu oluşan kur farklarının kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.


(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Hiç yorum yok: